Açıkçası espresso içmeye yeni başladığım zaman ne kadar korkutucu hissettirdiğini hatırlıyorum. Yalan yok, evet korkuyordum. Herkesin bir tavsiyesi vardı ve pek çoğu birbiriyle çelişkiliydi. Geriye dönüp baktığım zaman ise kaçınılmaz son belliydi aslında, herkesin kendi zevki vardı ve ben de artık espresso bağımlısı olmuştum.
Bu yüzden sizi kafa karışıklıklarından kurtarmak için kimsenin itiraz edemediği temel ipuçlarıyla besleyeceğim. Temelden ileri seviyeye doğru ilerleyeceğiz. Böylelikle espresso yolculuğunuzda ilerlerken bunları baz alabilirsiniz.
Okumaya devam edin çünkü leplezzetli kafeinli bir zafer sizi bekliyor!
1. Espresso çekirdekleri almanıza gerek yok
Aslında espresso çekirdekleri bir şey bile değil. Onlar aslında sadece kavurucunun harika espresso yaptığına inandığı kahve çekirdekleridir, eheheh. Ama elbette en sevdiğiniz espresso çekirdeklerini denemeye devam edebilirsiniz.
Benzer bir şekilde, çoğu özel kahveler Arabica olsa da, İtalya'da espresso karışımlarına Robusta çekirdekleri eklemenin uzun bir geçmişi vardır. Mesele aslında şu ki, tamamen doğru bir kural yok. Siz en iyi kahveyi almaya çalışın yeterli.
2. Taze kavrulmuş olduğuna emin ol
Çoğu yiyecek gibi kahve de her zaman tazeyken iyidir. Evet biliyorum, durun vurmayın! Az önce kural yok dedim ama buna çok güçlü bir öneri diyelim. Son bir veya iki hafta içinde kavrulmuş kahveleri deneyin ve satın alın. Çünkü kahveler iki hafta içinde tamamen bayatlamaya başlar. Gittikçe daha az lezzetli hale gelir ve espressonuzda ne yazık ki yoğun bir krema tabakası elde etmenin zorlaştığına şahit olursunuz.
3. Doğru öğütücüyü kullanın
Tüm kahve öğütücüler eşit bir şekilde üretilmemiştir ve espresso, doğru öğütücüde öğütülmesi gereken zorlu bir sanattır. Öğütmelerin ince, eşit büyüklükte ve topaklardan arındırılmış olması çok önemli. Bununla birlikte öğütücü, çok fazla zemin tutmamalıdır.
En azından bir kahve değirmeni alabilirsiniz.
4. Taze çekilmiş kahve kullanın
Kahve çekirdeklerinin bayatladığını söylemiştim değil mi? Eh işte, öğütülmüş kahve çekirdeği daha da hızlı bayatlar. Bu yüzden herhangi bir kahve hazırlarken taze çekilmiş kahve çekirdeği kullanmak en iyisidir.
Eğer direkt öğütülmüş bir şekilde alıyorsanız bir hafta içinde tüketmenizi öneririz. Serin ve karanlık bir yerde sakladığınız iyi bir kahve saklama kabına yatırım yapabilir ve bu süreyi iki hafta uzatabilirsiniz.
5. Öğütme boyutu önemlidir
Espresso için kahveyi çok ince öğütmeniz gereklidir. Türk kahvesi kadar değil, bir damla demlemeden daha önce!
Bunun nedeni ise, espressonun hazırlanma hızı ile alakalıdır. Bir shot espresso çekmek sadece ama sadece 30 saniye sürer. Bu kısa süre içinde suyun kahvenin tüm aromasını çekmesi gerekmektedir. Bunu yapmanın tek yolu ise kahvenin çok ince öğütülmüş olmasıdır.
6. Her şeyi önceden ısıtın
Espresso çok küçük bir sıvı hacmine sahip olduğu için, özellikle daha büyük bir soğuk kütle ile temas ettiği zaman ısısını hemen kaybeder. Bunu önlemek için hem portafiltreyi hem de demitasse kaplarını sıcak suyla önceden ısıtmanızı öneriyorum.
7. Tampon konusunda ustalaş
Öncelikle espresso makineniz çoğu kişinin yaptığı plastik bir makineyle geldiyse, o şeyi doğrudan geri dönüşüm kutusuna atın ve arkasında biraz ağırlık olan metal olanını tercih edin. Uygun bir tampon elde etmek için o ağırlığa ihtiyacımız var! Hem plastik ne yahu?
8. Altın kuralı bilin ama ezber yapmayın
Hayatın altın kurallarından bahsetmiyorum, kendinize yaptığınızı başkalarına da yapın evet ama buna göre yaşamayın. Bir espresso makinesinin nasıl kullanılacağının altın kurallarından bahsetmiyorum. Doğru doz, öğütme, sıkıştırma ile 2 onsluk bir çift atış yapmanın 25 saniye sürmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Aslında bu yeni başlayanlar için mükemmel bir kılavuz, ancak bunun için kendinizi darlamayın. Asıl kural şu, sizin için lezzetli olan doğru ayarları bulmak.
9. Her şeyi temiz tutun
Bu çok önemli ve çoğu zaman herkes gözden kaçırıyor. O lezzetli espressoyu elinize aldığınız zaman işiniz bitmiş gibi gelebilir ama bitmedi! Yarın olduğu zaman da içmeyecek misin? E o zaman eşit derecede lezzetli olmasını istiyorsan temiz bırakmayı bilmelisin.
Her gün temizleyin. Portafiltreyi ılık sabunlu suyla temizleyin. Bunlar, kahve yağlarının birikebileceği ve sonunda sertleşebileceği yerlerdir.
10. Teraziler kepçelere göre daha iyidir
Kahvenizi hacimden ziyade ağırlıkla ölçmek her zaman ama her zaman çok daha iyidir. Kahve tartısı kullanmanın önemi çok büyük. Her seferinde aynı miktarda kahve kullandığınızdan emin olmanın tek yolu budur. Özellikle konu espresso olduğu zaman tutarlılık çok önemli. Bir gün mükemmel bir çekim yapıp, ertesi gün tekrarlayamamaktan daha kötü ne olabilir? Bu yüzden 0,1 g'a kadar hassas olan bir kahve tartısı almanızı öneriyorum.
11. Doğru dozu alın
Şimdi sizi kahvenizi tartmaya ikna ettiğimi düşünüyorum. Muhtemelen ne kadar tartmanız gerektiğini merak ediyorsunuzdur. Bu biraz da portafiltrenizin boyutuna ve sizin zevklerinize bağlı. Bununla birlikte şöyle kabaca bahsedersek; tek atış için 6 ila 10 g ve çift atış için ise 16 ile 20 g kullanabilirsiniz.
12. Filtre sepetinizi değiştirin
Eğer kötü bir espresso makineniz varsa, muhtemelen basınçlı bir filtre sepeti vardır. En kolay ve en ucuz yükseltmelerden birisi bu. Daha tatlı ve daha yumuşak bir çekim sağlayacak olan basınçlı olmayan bir seçenekle değiştirmek lazım.
Tek uyarımız ise şu, yeterince öğütülmüş çekirdekler olmadan basınçlı olmayan bir sepetten güzel bir shot yapmanın daha zor olmasıdır. Bu yüzden önce kahve değirmeninizi yükseltebilirsiniz.
Bunun için ise size önerebileceğimiz en iyi marka ise kesinlikle Comandante olacaktır.
13. Su sıcaklığının önemi
Suyu sizin için ısıtan otomatik bir espresso makineniz varsa, devam edin ve bir sonraki ipucuna geçin. Zaten ne yaptığını bilen bir espresso makineniz var...
Ancak manuel bir espresos makinesi kullanıyorsanız ve demleme suyunuzu bir su ısıtıcısında ısıtıyorsanız, mükemmel ekstraksiyon için uygun su sıcaklığının hayati önem taşıdığını hatırlatmak isterim. Kaynar su kullanırsanız kahveyi yakarsınız. Bunun yerine 195 ila 205 derece aralığında olmasına dikkat edin.
14. Su kalitesi de önemli
Şimdi arkadaşlar suyun kalitesi ne alaka diyebilirsiniz ama kahvenin %98'inin su olduğunu hatırlatmak isterim. Espresso hazırlarken daima filtrelenmiş su kullanmanızı öneririm. Sadece tadı iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda espresso makinenizin içindeki tesisatı da temiz tutar.
Kahve bilimciler, kahve için en uygun su bileşimlerini araştırdığı zaman yumuşak ama çok yumuşak olmayan su kullanmanın en iyi yol olduğunu söylemişlerdi. Bazı mineral içeriği en iyi lezzet için çok önemlidir.
15. İyi aksesuarların önemi
Espresso yapmanın temellerinde ustalaştıysanız, kahve barınıza birkaç temel aksesuar eklemeye ne dersiniz? Hayatınızı kolaylaştırır ve verimliliğinizi artırırlar. Bonus olarak ise çoğunlukla küçük ve uygun fiyatlı olduklarından dolayı espresso severler için de harika hediyeler olur.
İşte temizlemek için bir fırça, sıkıştırma matı, vuruş kutusu ve bazı mikrofiber bezler olabilir.
