Hem internet hem de ansiklopediler espressonun neden su ile servis edildiğinin kökeni konusunda sessiz. Bu konunun kökenini araştırmak istediğinizde çok fazla kaynak ile karşılaşamıyorsunuz. Bu yazımızda espresso neden su ile birlikte servis edilir konusunu ele alacağız.
Dinozorların nasıl ve neden yok olduğu, Bob Marley'in kaç kız arkadaşı olduğunu ya da Mario Balotelli'nin Adana Demirspor'dan kaç para kazandığını muhtemelen çok daha kısa sürede öğrenebilirsiniz. Kahvebi olarak kahve tarihindeki gerçekleri belirli teoriler ile birleştirerek kahvenin gizemini çözmeye çalıştık.
Espresso-Su ilişkisi
Bazı hikayelere göre espresso ile birlikte servis edilen su, müşteriye suyun temiz ve içilebilir olduğunu kanıtlıyor. Geçmişte şehirlerdeki sular her zaman şimdiki standartlarda değildi.
Su içtiğimizde, suyun içerdiği mineraller damağımızı temizler ve tat alma noktalarını uyarır. Bu sayede doygun ve yoğun bir içecek olan espressonun ilk yudumundan önce içtiğiniz su, kahveyi içmeden önce damağınızı temizler ve kahve deneyiminize sizi hazırlar. Kahveyi beğenirseniz harika bir güne başlamak için hazırsınız demektir. Peki ya beğenmezsiniz? Beğenmezseniz kahvenin üstüne su ile ağzınızı çalkalayarak kahvenin ağzınızda bıraktığı kötü tattan uzaklaşabilirsiniz. İçmek isterseniz içebilirsiniz tabii, size kalmış.
Bu durum Türk Kahvesi'nden de aşina olduğumuz bir durum. Türk Kahvesi'nin yanında suyun yanında lokum servis edildiğini de görürüz. Bu hikaye de aynı senaryoya sahiptir. Biz yine de aşırı şeker tüketimini önermiyoruz.
Espresso ile birlikte servis edilen su için sunulan başka bir argüman ise hidrasyon sorunudur. Hidrasyon; vücudun su ve elektrolit düzeyinin belirli bir ölçüde tutulmasına denir ve özellikle sporcular için önemi büyüktür. Dehidrasyon ise vücudun gerekli sıvı ihtiyacını karşılayamamasına durumudur. Peki bu ne anlama geliyor?
Espresso yoğun kavrulmuş kahve çekirdeklerinden demlenen sert bir kahvedir. Aynı zamanda idrar söktürücü özelliğe sahiptir. Böylelikle vücudun mineral dengesi bozulur ve vücudumuzda gerektiğinden daha az miktarda su olur. Bir bardak su hidrasyonun dengelenmesine yardımcı olur.
Eski kahve makineleri hatalı mıydı?
Yukarıda espresso ile birlikte servis edilen suyun sebeplerine değindik. İlk senaryolardan birisi kahve içtikten sonra kişinin yanındaki su ile ağzını çalkalamasıydı. Tam da bu konuyla ilgili tarihte ilginç bir konu var. 1901 yılında Luigi Bezzera, buhar ve su akışına dayalı ilk espresso makinesini icat etti. İki yıl sonra Bezzara tarafından üretilen patentli makine, bu kahve demleme makinesinin tüm dünyada tanınmasını sağlayan Pavoni tarafından satın alındı.
Tasarımda yapılan bazı küçük değişikliklere rağmen kimse bu buharlı kahve makinesinin sistemindeki bazı sorunları çözemedi. Bu sorunlar en basit şekilde kahve demleme sürecinin olması gibi tamamlanamaması ile ilgili sorunlardı. Eşit olmayan bir demleme bir süre devam etti. 1947 yılında Giovanni Arhille Gaggia tarafından bulunan bir su ısıtma sistemi ile bu sorun çözüldü.
Bugüne kadar yapılan araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda su ile espressonun servis edilmeye başlandığı ilk dönemler 1903-1947 arasındaki dönem olarak biliniyor. O günün şartlarında üretilen espresso makinelerinde bulunan ekstraksiyon sisteminin yetersizliği, kahvenin tadına kötü olarak etki ediyor olabilir. Avrupa'daki bar ve restoranlarda misafirleri suyla karşılama geleneği de o sıralarda doğmuş olabilir. Olasılığı mümkün senaryolar fakat bunların hepsi sadece bir olasılık.
Sudan bahsetmişken: Sadece yaz aylarında değil, tüm yıl boyunca bol su içmeyi unutmayın. Su gün içinde belki de en kolay ulaştığımız içeceklerden biri olsa da en önemlisi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Espresso söz konusu olduğunda, istediğiniz şekilde, tercihen demlendikten hemen sonra taze olarak için. Bol kafeinli günler!