Kahve Hakkında Bilmediğiniz 5 Gerçek
Kahve, dünya çapında en çok tüketilen içeceklerden biri olmasının ötesinde, derin bir kültürel geçmişe ve ilginç hikayelere sahiptir. Her gün milyonlarca insanın güne başlamasını sağlayan bu içecek, sadece tadı ve kokusuyla değil, aynı zamanda tarihi ve toplumsal etkisiyle de dikkat çeker. Ancak kahve hakkında neredeyse herkesin bildiği şeylerin yanı sıra, daha önce duymadığınız bazı şaşırtıcı gerçekler de var. İşte size kahve hakkında bildiklerinizi sorgulatacak beş ilginç gerçek!
Kahveyi İtalyanlar mı Buldu?
Kahve denince ilk akla gelen ülkelerden biri İtalya’dır. Espresso, cappuccino, latte gibi dünya çapında popüler kahve türleri İtalyanlar tarafından geliştirilmiştir. Ancak kahvenin keşfi ve yayılması İtalya ile sınırlı değildir. Aslında, kahvenin kökeni çok daha eskidir ve bunun izlerine Etiyopya'da rastlanır.
Kahvenin keşfiyle ilgili en çok anlatılan hikâyelerden biri Etiyopyalı çoban Kaldi’ye dayanır. Rivayete göre Kaldi, keçilerinin bir çalıdaki kırmızı meyveleri yedikten sonra anormal şekilde enerjik davrandığını fark eder. Bu durumu yerel bir manastırdaki keşişlerle paylaşır. Keşişler bu meyveleri kullanarak bir içecek hazırlarlar ve içtiklerinde uykularının kaçtığını fark ederler. Böylece kahve, ilk kez bilinçli olarak tüketilmiş olur.
Bu hikâye gerçek mi bilinmez, ancak kahve bitkisinin anavatanı Etiyopya olarak kabul edilir. Bugün dünya genelinde içilen milyonlarca fincan kahvenin başlangıç noktası, aslında birkaç meraklı keçi olabilir.
Bu bitki, zamanla Yemen üzerinden Arap Yarımadası'na ulaştı ve orada ilk kez sistematik olarak demlenmeye başlandı. Kahve ile ilgili ilk yazılı belgeler, 15. yüzyılda Yemen’de bulunan sufi dervişlere dayanır. Dervişler, kahve çekirdeklerini öğüterek hazırladıkları içeceği uzun süre ibadet etmek için kullanmışlardır. Bu şekilde, kahve içmenin, uyanıklık ve zihinsel uyanıklık sağlamada dini bir işlevi olduğu düşünülmüş ve zamanla diğer bölgelerde yayılmaya başlanmıştır.
Avrupa’ya gelmesi ise Osmanlı İmparatorluğu üzerinden 16. yüzyılda gerçekleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, kahvenin Batı'ya tanıtılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak kahvenin ilk kez İtalya’da popülerleşmesi 17. yüzyılın ortalarını bulur. .
Kaç Tür Kahve Bitkisi Vardır?
Kahve dünyasında çoğu zaman yalnızca Arabica ve Robusta isimlerini duysak da aslında Coffea cinsine ait 120'den fazla farklı kahve türü bulunur. Ancak ticari anlamda yaygın olarak kullanılan başlıca dört tür vardır: Arabica (Coffea arabica), Robusta (Coffea canephora), Liberica (Coffea liberica) ve Excelsa (Coffea excelsa).
Arabica ve Robusta Neden Öne Çıkar?
Ticari üretimin %60'ını oluşturan Arabica, yüksek rakımlarda yetişir ve çiçeksi, meyvemsi notalar sunar. Daha düşük sıcaklıkları ve yüksek nemi sever. Robusta ise daha dayanıklı bir türdür, daha düşük rakımlarda ve sıcak iklimlerde gelişir. Kafein oranı yüksektir, tadı daha güçlü ve acımsıdır.
Liberica ve Excelsa: Az Bilinen Ama İlginç
Liberica, büyük yapraklı ve iri çekirdekli bir türdür. Filipinler, Malezya ve Endonezya gibi bölgelerde yetiştirilir. Tat profili genellikle odunsu, tütsülü ve meyvemsi notalar taşır. Liberica'nın bir alt türü olan Excelsa ise daha yüksek asiditesi ve farklı aromatik yapısıyla kahve harmanlarına komplekslik katmak amacıyla kullanılır.
Peki 25 Tür Nereden Çıkıyor?
Botanik araştırmalara göre Coffea cinsine ait 120'den fazla tür tanımlanmış olsa da, bunların çoğu ticari değil, doğada yabani olarak bulunur. Örneğin, Coffea stenophylla son yıllarda iklim değişikliğine dayanıklılığı nedeniyle yeniden keşfedilen türler arasında. Bu türler gelecekte, hem aroma hem de dirençlilik açısından önemli olabilir.
Kahve Osmanlı’da Yasaklı Madde miydi?
Osmanlı İmparatorluğu'nda kahve içmenin yasaklandığı bir dönem vardı. Sultan IV. Murad, 1630’larda kahve içmeyi yasakladı ve kahvehanelerin kapatılmasına karar verdi. Bu yasağın arkasında, kahvehanelerin isyan ve muhalefet için toplanma yerleri olarak kullanılması yatıyordu. Sultan, kahve içmenin ölümle cezalandırılacak bir suç haline gelmesine öncülük etti. Bu yasak, IV. Murad’ın kişisel kararlılığıyla şekillendi, ancak şaşırtıcı bir şekilde, Sultan kendisi de gizlice kahve içmeye devam etti. Bu olay, Osmanlı İmparatorluğu’nda kahvenin kültürel ve sosyal etkisini gösteren ilginç bir dönemdi.
Kendi Kahve Bahçeni Kurabilir misin?
Kahve bitkisi tropikal bir iklimde yetişir ve oldukça özel koşullar gerektirir. Yüksek nem, sıcaklık ve belirli bir rakım, kahve bitkilerinin gelişmesi için ideal şartları oluşturur. Çoğu kişi, evinde kahve bitkisi yetiştirmeyi düşler. Ancak bu, her evin koşullarında mümkün değildir.
Kahve bitkisi, genellikle 1000 ile 2000 metre arasındaki yüksekliklerde yetişir ve 20-25°C arası sıcaklıkları tercih eder. Bu nedenle, kahve yetiştirmek için tropikal iklim gereklidir. Elbette, evde kahve bitkisini yetiştirmek mümkündür fakat meyve vermesi için ideal koşulları sağlamak oldukça zor olacaktır.
Evde kahve yetiştirmek isteyenlerin, saksılarda kahve bitkisi yetiştirmeleri mümkün olabilir, ancak bu bitkiler genellikle küçük boyutlarda kalacak ve meyve vermeyecektir. Bunun yerine, dekoratif olarak yetiştirmek mümkündür.
İlk Webcam ve Kahve
1991 yılında Cambridge Üniversitesi Bilgisayar Laboratuvarı'nda, "Trojan Room Coffee Pot" adı verilen bir kahve makinesi, dünyanın ilk web kamerasının hedefi oldu. Quentin Stafford-Fraser ve Paul Jardetzky tarafından kurulan bu sistem, çalışanların kahve makinesinin dolu olup olmadığını uzaktan görmesini sağlıyordu. Başlangıçta yerel ağda çalışan sistem, 1993 yılında internete bağlanarak küresel erişime açıldı ve web tarihinin ilk canlı görüntüsünü sundu
Bu webcam, 2001 yılına kadar aktif kaldı ve internetin erken dönemlerinde kültürel bir fenomen haline geldi. Kahve makinesi, sonunda eBay üzerinden satıldı ve şu anda Paderborn'daki Heinz Nixdorf Müzesi'nde sergilenmektedir.
Kahve Makinelerinin İcadı ve Gelişimi
Kahve yüzyıllar boyunca farklı coğrafyalarda farklı yöntemlerle demlenir. Ancak makinelerle kahve demleme fikri, 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkar. İlk mekanik kahve makinesi, 1884’te Torino’da Angelo Moriondo tarafından tasarlanır. Bu makine, buhar basıncıyla kahveyi hızlıca demlemeyi amaçlar. Moriondo’nun ardından Milano’lu Luigi Bezzera, 1901’de tek fincan espresso hazırlayabilen ilk portafiltreli tasarımı geliştirir. Bezzera’nın patentini alan Desiderio Pavoni ise bu sistemi daha pratik hale getirerek 1905’te La Pavoni markası altında ilk ticari espresso makinelerini üretir.
Evlerde kullanılan ilk pratik çözümlerden biri ise 1908’de Almanya’da Melitta Bentz’in icat ettiği kağıt filtreli demleme sistemidir. Bu yöntem, kahvenin telvesiz ve berrak şekilde içilmesini sağlar. 1933’te İtalyan Alfonso Bialetti'nin tasarladığı Moka pot ise ocak üstü kullanım için geliştirilir ve hâlâ yaygın biçimde kullanılır.
1950’lerden itibaren filtre kahve makineleri yaygınlaşır. 1980'lerden sonra kapsül sistemleri devreye girer; tek tuşla kahve hazırlamak mümkün hale gelir. Günümüzde ise Wi-Fi bağlantılı, programlanabilir akıllı kahve makineleri sayesinde kahve demleme alışkanlıkları kişiselleştirilebiliyor.
Görüldüğü gibi, kahve yalnızca bir içecek olmanın çok ötesindedir, dünya tarihi boyunca pek çok farklı kültürün, toplumun ve teknolojinin şekillenmesine yardımcı olmuştur. Kahve hakkında bilmediğimiz pek çok şey olsa da her bir kahve çekirdeği, zengin bir geçmişin ve kültürün parçasıdır. Her gün içtiğimiz bu içecek, sadece uyanıklığımızı artırmakla kalmaz, aynı zamanda binlerce yıllık bir serüvene de tanıklık eder.